Siyaset Hukuku Sorunları Cilt:II

Yazar: Ahmet İYİMAYA
Stok Durumu: Tükendi
170,00 TL 200,00 TL

Adet

 
   0 yorum  |  Yorum Yap
Kitap Künyesi
Yazar Ahmet İYİMAYA
Baskı Tarihi 2015/05
Baskı Sayısı 1
Boyut 16x24 cm (Standart Kitap Boyu)
Cilt Karton kapak

HY693-2
Siyaset Hukuku Sorunları 
Av. Ahmet İYİMAYA
2015/06 Baskı, 586 Sayfa,  
ISBN 978-975-95907-2-7


ÖNSÖZ 7

MAKALELER

  • Siyaset Kurumunun Ortak Günahı Yasama Reformu 17
  • Bir Yıl İçinde Yapılacak Seçimlerde Uygulanamazlık Kuralının Halkoylaması Hukuku Yönünden Değeri 71
  • Anayasa Hazırlama Süreci (Gözlemler-Ürünler-Öngörüler) 105
  • Başkanlık Sistemini Tartış(ama)mak yahut AK Parti Modeli 149
  • Adalete Odaklı Yargı 175
  • Bireysel Başvuru İncelemesinde Anayasa Uygunluk Denetimi Sorunu ve İnsan Hakları Mahkemesi Modeli 207
  • Geçici 19 Uncu Madde Ekseninde Cumhurbaşkanının Anayasal Konumu 255

ÖNERİ, TEKLİF VE BAZI KONUŞMALAR

  • Askıya Alıcı Veto Konusunda Geliştirdiğim Öneri Taslağı 271
  • Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarılarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Görüşülmesine İlişkin Geçici İçtüzük Teklifi 277
  • TBMM’nin Oybirliği ile Kabul Ettiği Üç Temel Kanun Sebebi ile Komisyon Başkanı Olarak Yaptığım Teşekkür Konuşması 287
  • İnsan Zararları Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevlerine Dair Kanun Teklifim 289
  • Kurucu Referanduma İlişkin Bir Öneri Taslağı 301
  • Usuli Kazanılmış Hak Konusunda Sistemik Bir Dönüşüm Yapan ve Yasalaşan Bir Madde Teklifi 305
  • Düzelterek Onama Kararlarında Sistemik Dönüşümü Öngören ve Yasalaşan Bir Madde Teklifi 311
  • Kesin Hükmün Kamu Kurumları Bakımından Genel Etkisi Bağlamında Geliştirilen ve Komisyonca Reddedilen Bir Madde Teklifi 315
  • İnsan Zararlarında Tek Yargı Sistemini Öngören ve Yasalaşan Madde Teklifi 319
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonlarının Çalışma Usul ve
  • Esasları Hakkında Yönerge Taslağı Hakkındaki Görüş ve Öneriler 337
  • 11 inci Cumhurbaşkanının Tabi Bulunduğu Anayasal Rejim  (Özellikle Görev Süresi Sorunu) 345
  • Anayasa Mahkemesinin İki Kararının Genel Hatları İle Analizi 407
  • Hukuk Muhakemeleri Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Öngören Önerge 413
  • Mahalli İdareler Ara Seçimlerinin Kaldırılmasına İlişkin Teklifim Konusunda Genel Kurulda Yaptığım Konuşma 417

KOMİSYON RAPORLARI 

  • İnsan Zararları Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevlerine Dair Kanun
  • Teklifine İlişkin Adalet Komisyonu Raporu 427
  • Yüksek Mahkemelerin Yeniden Düzenlenmesine İlişkin Adalet Komisyonu Raporu 513

ANAYASA UZLAŞMA KOMİSYONU 

  • Anayasa Uzlaşma Komisyonunun İlk Toplantısında Komisyon Üyesi Olarak Yaptığım Konuşma Metni 541
  • Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tasarımına İlişkin Ön-Düşünceler 543
  • Anayasa Uzlaşma Komisyonu Çalışmaları İle İlgili Kısa Rapor 547
  • Anayasa Uzlaşma Komisyonu Çalışmalarının Sona Ermesi Sebebiyle Yaptığım Basın Açıklaması 553

ÇEŞİTLİ BASIN AÇIKLAMALARI 

  • Kurucu İktidar Yetkisi Konusunda Yaptığım Basın Açıklaması 559
  • Halkoylamasının Anayasa Değişikliklerinde Yargısal Denetime Etkisi Konusunda Yaptığım Basın Açıklaması 560
  • Hakkari ve Diyarbakır’da Yaşanan Terör Olaylarında Şehit Olan Askerlerimiz Hakkında Yaptığım Basın Açıklaması 561
  • Adalet Komisyonunun Bir Çalışması Sebebiyle Yaşanan İstifa Krizine Bağlı Olarak Yaptığım Basın Açıklaması 562 
  • Anayasa Mahkemesinin Kurduğu Twitter Kararı Sebebiyle Yaptığım Basın Açıklaması 567
  • Manisa/Soma’da Meydana Gelen Toplu İş Kazası Sebebiyle  Yaptığım Basın Açıklaması 579
  • Kobani Eylemlerine Bağlı Olarak Yaptığım Basın Açıklaması 580 
  • Karaman/Ermenek Maden Kazası Hakkında Yaptığım Basın Açıklaması 581 
  • Bireysel Başvurunun Legal Kapasitesi Konusunda Yaptığım  Basın Açıklaması 582
  • Paris Olayları Konusunda Yaptığım Basın Açıklaması 584
  • Özgecan Aslan Cinayeti Konusunda Yaptığım Basın Açıklaması 585
  • İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın Şehit Edilmesi Hakkında Yaptığım Basın Açıklaması 586

“Siyaseti millet için yapmak
gerçek bir vatanseverliktir;
her fâniye nasib olmaz…”

ÖNSÖZ YERİNE

Bakış açınız, siyaset anlayışınızı belirler. “Hesap adamı” iseniz, hayal fırtınalarınız sizi uyutmaz. “Gel-gitler”, kaderiniz olur. Siyasette doğru olan bu mudur; bilemiyorum. Ama siyasetçi çoğunluğuna egemen olan ruh hali, “bu”dur.

Ben “hesap açılı” bir siyasetçi olmadım, olamazdım da…İlla tanımlamak gerekirse, “hasbî/özgeci” siyaset yolunu tercih edenlerdenim. Parmağımda tecelli eden milli egemenliği, ortak akıl ve bilimsel bilgi ile buluşturmanın derûnumda ürettiği haz, tarif olunamaz.([1]) Hukuk düzeninin üzerinde yükseldiği bir normu yahut kapsamlı bir reformu inşa ederken çekilen zorluğu, damlatılan beyin terini ve toplumsal yansımaları, ancak yaşayan bilir.

Siyasetçinin tecrübe ve analizlerini toplumla ve gelecekle paylaşma yükümlülüğü vardır: Bu, hem bir katkı ve hem de kendini kamusal eleştiriye açmadır. Hatıra, günlük ve incelemeleri kitaplaştırma kapasitesi bakımından Türk siyaseti, yoksuldur; -nerede ise- çöldür.([2]) Birikimimizi tarihten saklamak, sorumluluk idraki ile bağdaştırılamaz.

Önsöz geleneğinin elverdiği kısalıkta yasama egemenliğinin karşılaştığı birkaç temel soruna işaret etmeliyim:

-Türkiye Büyük Millet Meclisi, ana sistemin hem beyni ve hem de kalbidir. Ne var ki Büyük Meclis, teşhisi ve tarifi henüz tam yapılamamış bir kriz içindedir. Usulü ve üslubu ile toplumu yoran, örnek olma karakterini hızla yitiren, milli enerjiyi büyük ölçüde karadeliğe aktaran yapısal arızalar, daha fazla sürdürülemez. Bu konuda istisnasız bütün Başkanlarımızın esirgedikleri nitelikli özene işaret etmek, “iğneyi kendimize…” özdeyişinin kaçınılmaz gereğidir. Soruna konjonktürün hararetinden sıyrılarak aşkın zamanlı ilkeler bağlamında yaklaşmak, siyaset kurumunun, özellikle partilerimizin ortak sorumluluğundadır.([3])

-Türkiye, kökleri tarihten gelen kronik bir yargı ve hatta hukuk krizi ile karşı karşıyadır. Bu krizin büyük oranda nitelikli hukukçu boşluğu krizi olduğunu düşünüyorum. Son dönemlerdeki kimi yargılamalarda açıkça gözlenen “kolluk/iddia/hüküm/denetim (Yüksek Mahkeme)” süreçlerinde yaşanan dayanışmacı ve -muhtemelen- güdümlü yargısal işleyişi açıklayacak bir akıl kalıbı yoktur. Gerek kurucu iktidar, gerekse yasama erki, kılı kırk yaran hassasiyetle yargısal alanı yeniden tanzim etmek ve adaleti mühendislik pratiklerinden kurtarmak zorundadır. Yargı erkini adalet amacı dışında başka amaçlara özgüleyen her türlü işleyişleri önleyecek yapısal dönüşüme gidilmelidir.([4]) Hukuk birikimimiz, bundan aciz değildir. “Adalet vatanı”nı kuramamış bir devlet için coğrafya (ülke), sadece açık hava zindanıdır.

-Türkiye bir asrı aşan tecrübe birikimine rağmen kalıcı hükümet sistemi tercihini yapamamış bir ülkedir. Özellikle son Anayasamız, parlamenter sis­tem hafızasından vazgeçememiş, fakat başkanlık sisteminden de kopama­mış, karmaşık aklın bulamacı bir hükümet sistemi üzerinde oturmaktadır. Türkiye, her erki kendi özgül ağırlığında vareden, denge-denetim mek­a­niz­maları sağlam, verimliliği ve etkinliği esas alan bir hükümet sistemi tercihinde bulunmalıdır. Bu noktada kurucu iktidar yetkisinin ortak yahut katılımcı müzakere içinde kullanılması ve halkoyuyla taçlandırılması gerekir. Sis­temlere, önyargılardan uzak ve kişi-eksenli olmaksızın yaklaşılması, bir rasyo­nellik şartıdır.([5]) Türkiye, sistem tercihi tartışmasını daha fazla sürdürme­me­li­dir.

Her eser, müellifinin birer yavrusudur.([6]) Siyaset yaşamımın üçüncü yavrusu, bu eserdir.([7]) Siyasette karşılaştığım sorunlar için geliştirmeye çalıştığım çözümler, yaklaşımlar ve değerlendirmeler; -belki de- yüzde bir miktarında bu kitapta yer almaktadır.

Satırların ölümsüzlüğünde yaşamak, zerre miktar bir fayda sağlayacaksa, herşeye değer.

                                                                 Ahmet İYİMAYA

                                                                          TBMM

                                                          Adalet Komisyonu Başkanı

                                                               22.03.2015 - s.10.45

             Oran/Ankara



([1])     Meydana gelen boşalmalar nedeniyle her altı ayda bir yapılan mahalli idareler seçimlerini kaldıran yasa değişikliği(I), parti güvenliğini yok eden odak tanımının kriterlere bağlanmasına ilişkin yasal dönüşüm, giderek Anayasa Mahkemesinin iptali üzerine aynı konudaki Anayasa değişikliği(II) ve iyi işlediğinde temel haklar sigortası olan bireysel başvuru kurumunun sistemimize kazandırılması(III), atıf konusu lezzet titreşimlerimin bazılarıdır. [20.03.1997 t, 4231 S.K., m. 4 (1580 S.K., m.93). Bu kitapta yer alan “Mahalli İdareler Ara Seçimleri Hakkında” adlı konuşmamız; 12.8.1999 t, 4445 S.K., m.18. Any.M.K. 12.12.2000 t, 86/50-E/K. Any.m.69. 03.10.2001 t, 4709 S.K. m.25; Any. m.148/3- 5. 12.9.2010 t, 5982 S.K.m.18. Bu kitapta yer alan “Bireysel Başvuru İncelemesinde Anayasa Uygunluk Denetimi Sorunu ve İnsan Hakları Mahkemesi Modeli” adlı makalemiz].

([2])     Hatıra ve birikimlerini yayın yoluyla paylaşan siyasilerimiz çok azdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Hizmetleri Başkanlığınca, Cumhuriyet dönemi siyasetçilerinin yayınladıkları hatıralar konusunda bir envanter çıkarılması yararlı olur. Bu konuda, Prof.Mete Tunçay, Prof.Ahmet Demirel ve Prof.İsmail Kara’nın önemli çalışmaları vardır. Cumhuriyet dönemi Meclis Başkanlarından -ki toplam:28’dir- ancak 9 unun hatıralarını kaleme aldığı, 1950 sonrası (demokrasi) dönemine yansıyan sayının dört olduğu, son yıllarda ise bu sayının bire düştüğü hatırlanmalıdır. Hatıra yazımı, sorumluluk ve işlevsellik göstergelerindedir.

([3])     Sorun, değişik yönleriyle bu kitapta yayımlanan “Siyaset Kurumunun Ortak Günahı: Yasama Reformu” adlı makalemizde ele alınmıştır. Meclis, Üniversiteler aracılığıyla ana sorunlar konusunda farklı doktora tezleri hazırlatmalı(I), yapısal dönüşüm projeleri yarışmalarını düzenlemeli(II) ve küresel düzeyde emsal oluşturabilme(III) fırsatlarını değerlendirmelidir.  

([4])       Yargıtay ve Danıştay’ın daire ve üye sayılarını artıran ve toplu üye seçimi sonucunu doğuran 9/2/2011 tarih ve 6110 Sayılı Yasa değişikliği konusundaki Adalet Komisyonu Raporunun ilgili bölümünde tarafımdan düşülen hüküm cümlesi aynen şöyledir: “Türkiyenin muhtaç olduğu şey, Yargıtay ve Danıştayımızı İçtihat Mahkemesine döndürecek yapılanmayı sağlamaktır. Bu, bilim, tecrübe ve konsensüs ekseninde oluşturulacak adalet ve hukuk reformuna bağlıdır. Komisyonda dile getirilen kale ve kuşatma söylemleri, işin ne kadar uzağında olunduğunu göstermektedir. Yargıtay ve Danıştay hak ve adalet vatanının kalbidir, merkezidir ve öyle de olmalıdır. Hiçbir reform, reforma tabi kurumlardaki üyelerle ve sisteme göre seçilecek yeni üyelerle özdeşleştirilemez. Reformun nesnesi, kurumlardır, kurullardır ve kurallardır. Genel olarak hakimin, evleviyetle elbette ki Türk hakiminin, en altından doruğuna kadar topyekun hepsinin, negatif görevi, kararlarını hukuk dışı mülahazalara dayandırmaması, pozitif görevi ise yegane referans olarak yalnızca “hukuk kuralına yaslanması”dır. İdeolojiler ve hukuk dışı diğer saikler, adalet kapısından içeri girdiğinde, kendine has usul ile dosyaya sızdığında vicdan ve adalet, oradan firar eder. Aynı durum, filhal görevde olanlar kadar, göreve yeni seçilecekler için de varittir. Türk siyaset kurumunun temel görevi; evrim süreci ve konjonktürel patolojiler dahil, sorunu bütün boyutlarıyla kuşatan büyük hukuk reformunu gerçekleştirmektir. Bu görev, askıya alınamaz, indirgemeci yaklaşımlara feda edilemez ve ertelenemez. Bu görevde gecikilmesinin yol açacağı ve adil yargılanma hakkını çökertecek sonuçların dile getirilmesine komisyon raporunun sınırlı kapasitesi engel teşkil eder.” (TBMM., 23.D., 5.YY., SS.610, 2/2/2011 t.’li Adalet Komisyonu Raporu, s.25).

([5])     Türk yazını, hükümet sistemleri konusunda özgün bir birikim içindedir (Ayrıca bkz. Bu kitabımızdaki “Başkanlık Sistemini Tartış(ama)mak” adlı makalemiz).

([6])     Dünya Toprak gününde, H.Karaca, N.Gökyiğit, Prof., Dr. Nami Çağan ve merhum Sabancı ile beraber idik. İkiz kulelere birlikte giderken Sabancı, “Sayın İyimaya, size açık çek veriyorum, istediğiniz şekilde doldurun; tek şartla, kitaplarınızı üniversitemize devredin...” demişti. Anında cevabım şöyle olmuştu: “Kitaplarım yavrularımdır; yavrularımı kimseye ciro edemem!..” (O büyük insanı rahmetle anıyorum).

([7])     Bu konudaki birinci kitabım, “Parlamento’da Ahmet İyimaya”, Ank.1999; ikinci kitabım “Siyaset Hukuku Sorunları”, Ank.2007’dir. Şu anda yayımlanan 3. Kitap, 2. Kitabımın 2. cildi niteliğindedir. Fırsat bulursam, “Aforizmalar” ile “Hatıralar”ı da kaleme almayı düşünüyorum (İnşaAllah). 

Yorum Yap

Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.
İlgili Yayınlar