Teknoloji Transfer Sözleşmelerinden Doğan Kanunlar İhtilafı

Yayınevi: Yetkin Yayınları
Yazar: Sema ÇÖRTOĞLU KOCA

ISBN: 9789754647150

Stok Durumu: Tükendi
255,00 TL 300,00 TL

Adet

 
    0 yorum   |   Yorum Yap
Kitap Künyesi
Yazar Sema ÇÖRTOĞLU KOCA
Baskı Tarihi 2013/02
Boyut 16x24 cm (Standart Kitap Boyu)
Cilt Karton kapak

MH308
Teknoloji Transfer Sözleşmelerinden Doğan Kanunlar İhtilafı
Yrd. Doç. Dr. Sema ÇÖRTOĞLU KOCA
2013/01 Baskı, 348 Sayfa
ISBN 978-975-464-715-0

Konunun geniş sınırları bakımından çalışmamızda sınaî haklara ilişkin teknoloji transfer sözleşmeleri ele alınmaktadır. Çalışmamızın ana konusunu oluşturan teknoloji transfer sözleşmeleri, taraflar arasında teknolojinin ve know-how'ın transfer edilmesine yardımcı olan sözleşmelerdir. Teknoloji transferi (patentli teknolojinin inhisari haklarını veya teknolojiyi kullanma iznini ya da know-how'ı satın alma ve kazanma) amacıyla teknolojisini transfer eden taraf ile teknolojiyi alan kişi veya kurum arasındaki hukukî ilişkidir. Teknoloji transfer sözleşmeleri çok farklı yollardan yapılabilmektedir. Çalışmamızda teknoloji transferi sözleşmeleri bakımından önemli gördüğümüz, farklılık arz eden ve de dünyada en çok kullanılan çeşitleri ele alınmaktadır. Çalışmamızda ele aldığımız teknoloji transfer sözleşmeleri şunlardır: Lisans sözleşmesi, fikrî ve sınaî hakların devri sözleşmesi, know-how sözleşmesi, franchise sözleşmesi, teknik yardım sözleşmesi, yönetim sözleşmesi, danışmanlık sözleşmesi, sınaî işbirliği anlaşmaları yoluyla teknoloji transferi, ortak girişim sözleşmesi, araştırma- geliştirme sözleşmesi, anahtar teslim anlaşmaları yoluyla teknoloji transferi.

Teknoloji transfer sözleşmelerini düzenleyen uluslararası nitelikte birçok sözleşme ve sözleşme girişimi bulunmaktadır. Çalışmamızın birinci bölümünün üçüncü kısmında önemli gördüğümüz teknoloji transfer sözleşmeleri ile ilgili uluslararası hukukî düzenlemeler ve düzenleme girişimleri ele alınmaktadır. Bu sözleşmelerden ilki, "Ticaretle Bağlantılı Fikrî Mülkiyet Hakları Anlaşması" (TRIPS)'dır. Bu Anlaşma, fikrî mülkiyet haklarının korunması ve uygulamaya konulmasına ilişkin en önemli anlaşmalardan birini oluşturması sebebiyle çalışmamıza konu olmakta, ancak Anlaşmada teknoloji transfer sözleşmelerine uygulanacak hukuk konusunda kanunlar ihtilâfı kurallarına yer verilmemesi sebebiyle kısa bir bilgi verilmekle yetinilmektedir. Teknoloji transfer sözleşmelerine uygulanacak hukuk konusunda kanunlar ihtilâfı düzenlemelerine yer veren sözleşmeler ve sözleşme girişimleri ise ayrıntılı olarak çalışmamızın birinci bölümünde incelenmektedir. Bu sözleşmelerin en önemlisi, "Akdi Borçlara Uygulanacak Hukuka İlişkin Roma Sözleşmesi"dir (Roma Sözleşmesi). Roma Sözleşmesi, Avrupa Birliği içinde kanunlar ihtilâfı kurallarının birleştirilmesi için atılan ilk adımdır. Bu Sözleşme ile teknoloji transfer sözleşmelerine uygulanacak hukukun tayini kolaylaşmıştır. Üye devletlerin mahkemeleri, teknoloji transfer sözleşmelerinden doğan ihtilâflara aynı hukuku uygulamakta ve taraflar da diğer üye devletlerin mahkemelerinden verilen kararlara emsal karar olarak dayanabilmek-tedir. Roma Sözleşmesinin modernleştirme ihtiyacı üzerine bir tasarı hazırlanmıştır. Çalışmamızda, Roma Sözleşmesinin tüzük haline gelmesinden önceki "Akdi Borçlara Uygulanacak Hukuka İlişkin Roma Sözleşmesinin yenileştirilmesine ilişkin Avrupa Komisyonu'nun hazırladığı Yeşil Kitap ve bununla ilgili olarak Avrupa Parlamentosuna ve Konseyine sunulan Tasarı" da ele alınmıştır. Roma Sözleşmesi yenileştirilerek Tüzük halinde 17 Haziran 2008 tarihinde kabul edilmiştir. "Akdi Borçlara Uygulanacak Hukuka İlişkin Roma Tüzüğü" (Roma Tüzük), 17 Aralık 2009 tarihinden beri uygulanmaktadır. Roma Sözleşmesinin ve şu an yürürlükte olan Roma Tüzüğünün Avrupa Birliğine üye ülkeler tarafından kabul edilip, iç hukuklarında uygulanıyor olması nedeniyle eserin ikinci kısmında bu düzenlemeler daha ayrıntılı olarak incelenmekte, bu ilk kısımda genel olarak düzenlemeler hakkında bilgi verilmekle yetinilmektedir. Bu kısımda, uluslararası düzenleme girişimlerine geçmeden önce son olarak ise, Amerikan Hukuk Enstitüsünün hazırladığı ve 2008 yılında yayınlanan "Fikrî Mülkiyet: Sınıraşan İhtilaflarda Mahkemelerin Yetkisi, Hukuk Seçimi ve Hükümler İle İlgili İlkeler" incelenmektedir. İlkeler, bir sözleşme veya kanun hükmü olmasından ziyade mahkemeler için bir rehber niteliğindedir. Teknoloji transfer sözleşmelerine ilişkin bazı uluslararası düzenleme girişimleri de bulunmaktadır. Eserde yer alan uluslararası sözleşme girişimleri ise şunlardır: UNCTAD öncülüğünde dünya çapında geniş katılımla hazırlanan "Teknoloji Transferine ilişkin Milletlerarası Davranış Kodu Tasarısı" ve de Max Planck Enstitüsünün Fikrî Mülkiyetten Doğan Kanunlar İhtilâfı Grubunun hazırlamış olduğu "Fikrî Mülkiyetten Doğan Kanunlar İhtilâfı Hakkında İlkeler"dir.

Çalışmamızın ikinci bölümünde teknoloji transfer sözleşmelerinden doğan kanunlar ihtilâfı konusu incelenmektedir. Teknoloji transfer sözleşmelerinin uluslararası düzeyde yaygın hale gelmesiyle beraber, yabancı unsur taşıyan bu sözleşmelere uygulanacak hukukun tespiti de önemli bir sorun haline gelmiştir. Bu bölümde Türk hukuku ile birlikte yabancı hukuk düzenlerinde teknoloji transfer sözleşmelerine uygulanacak olan hukukun belirlenmesine yönelik olarak farklı düzenlemeler incelenmektedir. Teknoloji transfer sözleşmelerine uygulanacak olan hukukun belirlenmesi konusunda doktrindeki görüşler ele alındıktan sonra, bu problemin çözümüne Avrupa Birliği'ne üye olan ülkelerin taraf olduğu Akdi Borçlara Uygulanacak Hukuka İlişkin Roma Sözleşmesi ve Akdi Borçlara Uygulanacak Hukuka İlişkin Roma Tüzüğü'ne göre, ABD'de yürürlükte olan İkinci Restatement'a göre ve Türk hukukunda yürürlükten kalkan 2675 sayılı MÖHUK ile şu an yürürlükte olan 5718 sayılı MÖHUK'a göre ulaşılmaya çalışılmaktadır. Çalışmamızın ikinci bölümünün birinci kısmında teknoloji transfer sözleşmelerinde uygulanacak hukukun belirlenmesi üzerinde du-rulmaktadır. Öncelikle hukuk seçimi ele alınmaktadır. Teknoloji transfer sözleşmeleri bakımından hukuk seçiminin yapılmış olması önemlidir, çünkü karmaşık nitelikli yabancı unsur taşıyan bu tür sözleşmelerde çoğu kez hukuk seçimi yapılarak, herhangi bir ihtilaf çıkmadan önce uygulanacak hukukun belirlenmiş olması hukukî belirliliği sağlamaktadır. Bu kısımda hukuk seçimi anlaşmasının geçerliliği, hukuk seçiminde yabancı unsurun gerekip gerekmediği ve nelerin yabancı un-sur olduğu, hukuk seçimi yapılırken dayanılan kıstaslar, kısmi hukuk seçiminin yapılıp yapılamayacağı, seçilen hukukun uygulanacak hükümleri, hukuk seçiminin ne zaman yapılabileceği ve teknoloji transfer sözleşmelerinde hukuk seçiminin sınırlarının neler olduğu hakkında bilgi verilmektedir. Teknoloji transfer sözleşmelerinde taraflar, ilişkilerine uygulanacak hukuku seçmemişlerse veya irade muhtariyeti prensibi dışında kalan bir konuysa sözleşmeye uygulanacak hukukun tespiti gerekmektedir. Bu kısımda ilk olarak, teknoloji transfer sözleşmelerinde tarafların ehliyetine uygulanacak hukuk, daha sonra teknoloji transfer sözleşmelerinin geçerliliğine (maddi ve şeklî) uygulanacak hukuk ve en son olarak da teknoloji transfer sözleşmele-rinin esasına uygulanacak hukuk konuları ele alınmaktadır. Genel olarak, tüm teknoloji transfer sözleşmelerini kapsamına alabilecek tek bir bağlama kuralının yardımıyla uygulanacak hukukun tespitini yapabilmek hem hukukî belirliliği sağlayacak hem de hâkime uygulanacak hukukun tespiti sırasında kolaylık sağlayacaktır. Ancak hem teknoloji transfer sözleşmelerinin karmaşık yapısı hem de bu sözleşmelerin iç içe geçtiği teknoloji paketlerinin transferi nedeniyle böyle bir sonuca ulaşmak güçleşmekte, bundan dolayı da konunun önemi artmaktadır. Çalışmada böyle bir bağlama kuralının oluşturulup, oluşturulamayacağı üzerinde tespitlerde bulunulmaktadır. Bu tespitler sırasında doktrinde yer alan görüşlere yer verilmekte bu konuda uygulanması teklif edilen bağlama noktaları incelenmektedir. Bu kı-sımda ilk olarak, esas konusu sınaî hakların transferi olan lisans sözleşmesine, fikrî ve sınaî hakların devri sözleşmesine ve know-how sözleşmesine uygulanacak olan hukukun tespiti birlikte ele alınmaktadır. Teknik yardım sözleşmesine, yönetim sözleşmesine ve danışmanlık sözleşmesine uygulanacak hukukun belirlenmesi, bu tür sözleşmelerde hizmet ediminin ön plana çıkması ve hizmetin yerine getirilmesi sonucu teknoloji transferinin yapılması nedeniyle birlikte incelenmektedir. Yine sınaî işbirliği sözleşmesine, ortak girişim sözleşmesine ve araştırma-geliştirme sözleşmesine uygulanacak hukuk, bu tür sözleşmelerinin amacının ortak araştırma ve geliştirmesini sağlamak ve yenikliklerin değişimi ve/veya yayılmasını sağlamak olması nedeniyle birlikte ele alınmaktadır. Özellikleri nedeniyle franchise sözleşmesine ve anahtar teslim sözleşmeye uygulanacak hukukun tespiti ayrı ayrı ele alınarak incelenmektedir.

Çalışmamızın ikinci bölümünün ikinci kısmında teknoloji transfer sözleşmelerinde uygulanacak hukukun kapsamının sınırlandığı durumlar ele alınmaktadır. Burada öncelikle, uygulanacak hukukun (akit statüsünün) kapsamı incelenmektedir. Daha sonra ise, uygulanacak hukukun kapsamının sınırlandığı ilk durum olan, doğrudan uygulanan kurallar ele alınmaktadır. Devletin teknoloji transferi üzerinde denetimini sağlayan ve sosyal gelişimin sağlanmasına yönelik emredici nitelik taşıyan milli hukuklara ait doğrudan uygulanan kurallar, sözleşme ile belirli bağlantılarının olması halinde, taraflarca uygulanacak hukuk olarak başka bir hukuk seçilmiş olsa bile doğrudan uygulanırlar. Çalışmamızda teknoloji transfer sözleşmelerini ilgilendiren ve en çok karşılaşılan doğrudan uygulanan kural niteliğindeki üç tür düzenlemeyi ele almaktayız. Bunlar: Kambiyo kontrol düzenlemeleri, ihracat kontrol düzenlemeleri ve rekabet hukuku düzenlemeleridir. Teknoloji transfer sözleşmelerinde uygulanacak hukukun kapsamının sınırlandığı durum-lardan bir diğeri ise tamamlayıcı ve ek-sözleşme hükümlerinin uygulanmasıdır. Akit dışı ihtilâflarda ve seçilen hukukun tamamlayıcı hükümlerine başvurulması durumunda uygulanacak hukuk değişebilmektedir. (Giriş'ten)

Yorum Yap

Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.
İlgili Yayınlar