Satış Vaadi Sözleşmesinde Munzam Zarar

Yayınevi: Adalet Yayınları
Yazar: Umare ATASOY TANRIKULU
ISBN: 9786052641873
267,30 TL 297,00 TL

Adet

 
   0 yorum  |  Yorum Yap
Kitap Künyesi
Yazar Umare ATASOY TANRIKULU
Baskı Tarihi 2023/04
Baskı Sayısı 1
Boyut 16x24 cm (Standart Kitap Boyu)
Cilt Karton kapak
Sayfa Sayısı 206

Munzam zarar sorumluluğu borçlunun temerrüdünün hukuki bir sonucudur. TBK m.122’de düzenlenen munzam (aşkın) zarar alacaklının zararının, temerrüt faizini aşan kısmını ifade eder. Yani munzam zarar, niteliği itibariyle, asıl borç ve temerrüt faizinden farklı olarak, borçlunun temerrüdü ile oluşmaya başlayan ve asıl borç ifa edilinceye kadar artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur.

İleride gerçekleştirilecek olan devri garanti altına alan satış vaadi sözleşmesi ise, bir ön sözleşme niteliğindedir. Satış vaadi sözleşmesinde vaad borçlusu kişi borcunu, satışını vaad ettiği malı vaad alacaklısına satarak ifa eder. Borçlunun vaad konusu malı sözleşmenin tarafı alacaklıya satmaması veya taahhüt edilen zamanda satmaması veyahut bir başkasına satması halinde alacaklı zarara uğrayabilir. Satış vaadi sözleşmesinde, vaad alacaklısının sözleşmenin gerçekleşmemesinden doğan zararı, faizi de aşıyor ise bu durumda munzam zarardan bahsedilir. Böyle bir durumda alacaklının hakkını bilmesi, uğradığı zararı doğru nitelendirip, talebini ona göre istemesi oldukça önem arz eden bir konudur.

Bu kitabın konusu, çok farklı sözleşme tiplerinde ortaya çıkabilen munzam zararı, satış vaadi sözleşmesi çerçevesinde incelemektir. Satış vaadi sözleşmesinin konusu vaad; bir taşınır veya taşınmaz mala, bir hakka, hisse senedine veyahut bir emtiaya ilişkin olabilir. Bu sebeple, bu çalışmada incelenecek olan munzam zarar konusu, taşınır ve taşınmaz mallara ilişkin satış vaadi sözleşmesi ile sınırlı tutulmuştur.

Bu çalışma, her geçen gün eriyen para değeri karşısında alacaklıları hukuken koruyan ve TBK m.122’de yer alan munzam zarar kurumunun uygulanmasındaki sorunları ele almak için hazırlanmıştır. Yargıtay kararlarında munzam zararın ispatı ve hesaplanması konusunda bir istikrar yoktur. Munzam zararın ispatı ve hesaplanması ile ilgili uygulamada görüş birliğinin olmaması; birçok mağduriyetin ortaya çıkmasına sebep olmuş, alacaklılar borçlarının peşinden koşmaktan ve zararlarını zor ispat yöntemlerine dayandırmaya çalışmaktan yılmış ve bu durum borçluları, borçlarını ödememeye daha çok teşvik etmiştir.

Satış vaadi ile ilgili birçok akademik çalışmanın bulunmasının yanında, satış vaadinin gerçekleşmemesi halinde ortaya çıkabilecek olan munzam zarara dair Türk doktrininde spesifik bir çalışma bulunmamaktadır. Munzam zarar kavramının çok geniş bir niteliği olduğu için, bu zarar türünü, özellikle satış vaadi sözleşmesine özgüleyerek açıklamak gerek pratik anlamda gerekse doktrinel anlamda faydalı bir çalışma olacaktır. 

Yorum Yap

Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.
İlgili Yayınlar